DEPREM’in Ardından

Yazar: Uzm. Kl. Psk. Zeynep Aygün Şubat 9, 2023 Yorum yapılmamış

DEPREM’in Ardından

Ne yazık ki birkaç gün önce çok büyük bir olağandışı bir deprem felaketi yaşadık. Şunu bilmeliyiz ki doğal afetler normal değil anormal yani olağandışı bir durumdur. Bu yüzden yaşadığımız her duygu da oldukça normaldir.

Birkaç gündür yakınlarımda, danışanlarımda, özellikle afeti yaşayan ve afeti yaşayanların yakınlarıyla görüşmelerim sonucunda oluşmuş ortak duygu “karmaşık” hissetmeleriydi. Kimisi yeterince kötü hissetmediği için kendini suçluyor, kimisi ne hissedeceğini bilmiyor, kimisi hiçbir şey hissetmiyor, kimisi durmadan ağlıyor, kimisi uykusuzluk, çaresizlik vb. gibi duygular hissediyor.  

İçimizde belki yoğun çaresizlikle orada bulunup bir tuğla bile olsa kaldırmak, acılarına ortak olmak gibi bir çok duyguyu aynı anda yaşıyoruz. Belki sıcak evinizden, yediğiniz yemekten uyuduğunuz uykudan, bile suçlululuk hissediyoruz. Maruz kaldığımız felaketten bilmemiz gereken yapabileceklerimiz kadar yapamayacaklarımızın da olması. Hepimizin yeterliliği sınırlıdır.

Yaptığımız her seans ekollerden bağımsız olarak, danışanlarımız parmak izi kadar özel ve biriciktir.

Her seansımıza aslında bunun bilinciyle gireriz. Bunun nedeni mizaç farklılıkları, durumlara verilen tepkiler, yaşanılan coğrafya, yaş, ırk, cinsiyet, ev, anne baba, kardeş vb. gibi farklılıklar taşımasıdır. Bu yüzden her insanın her duruma verdiği tepki farklıdır ve farklı olmasıdır.

Olağandışı bu tarz durumlarda ise tepkilerinizi ve duygularınızı anlamlandıramamanız ya da yeterince tepki vermemeniz normaldir. Kendinizi ya da birini yeterince üzülmediği için suçlamak ise yersizdir. Herkesin kendine özgü doğmuş bir benliği ve yetişme biçimi vardır. Bu yüzden insanların her duruma verdiği tepki farklı olabilir. Kimi içinde yaşar kimi dışa vurur. Üzüldüğünü görmediğiniz insanların içinde ne yaşadığını bilemezsiniz.

Kendinizi suçlama eylemindeyseniz ya da empati kurmakta zorluk çekiyorsanız ilan edilen “OHAL” sürecine yardımda bulunarak katkı sağlamak, kişi olarak üzerinize yüklendiğiniz ya da yüklenilen baskıyı azaltacaktır.

Birincil travma sonrası stres bozukluğu, travmatik bir olaya doğrudan tanık olan ve yaşayan, bunun sonrasında çaresizlik, dehşet, karmaşıklık ve çok fazla korku yaşamaktır. Basit olarak anlatılmak gerekirse kişinin yaşadığı olumsuz olaylar sonrasında psikolojik ve fizyolojik olarak etkilenmesi durumudur.

İkincil travma sonrası stres bozukluğu ise travmatik olaylara maruz kalanlara doğrudan şahit olmak, canlı ya da görüntü olarak buna şahit olmak, empati yapmaya yoğunlaşmak  ve empati yapmak sonrasında oluşan durumdur. Bu stres bozukluğu herhangi bir travma yaşamış olan birine psikolojik ilk yardımda bulunma sonrasında da oluşabilir. Uykusuzluk, tedirginlik, huzursuzluk, iştah kapanıklığı, gerginlik, öfke gibi bir çok semptomu yaşayabilirsiniz.

İster istemez görüntülere maruz kaldıkça ve tekrar tekrar izledikçe beynimizin bunu yaşamışçasına kaydetmesi ya da yoğun bir şekilde olanlara şahit olmak sonrasında ikincil travma sonrası stres bozukluğu oluşması olağandır.

Unutmamalıyız ki psikolojik iyi oluşumuza yarın ya da öbürgün bu travmaya doğrudan maruz kalanların ihtiyacı olacak.Bu yüzden sosyal mercileri  yardım yollamak ve çağrılarda bulunmak dışında  aşırı derece de travmatize videolar izlemek bizim hem işlevselliğimizi bozacak hem de travmaya maruz bırakacaktır. Sosyal medyayı lütfen bilgilenmek ve bilgilendirmek için kullanalım. Mantık kimyager Paracelsus dediği gibidir “İlacı zehirden ayıran dozudur.” 

Sosyal mercileri ise destek olmak için travmatik görüntü paylaşanlar da bir çok travmasını tetikleyebilir, yeni bir travma yaratabilir. Özellikle de bir süre çocukları bu tarz görüntü ve haberlerden kesinlikle uzak tutmalıyız. Bu konuda herkesi hassas olmaya davet ediyorum.

Eğer birebir yardım edebilecek bir olanağımız yoksa kendimizi herhangi bir konuda paralamak yerine şu zamanda güçlü durmaya, birlik olmaya, yardımlaşmaya ihtiyacımız var. Çünkü bu durumun önümüzde bir süre boyunca etkilerini yaşayacağız ve kimimizse ömür boyu.

Tüm ülkemin insanlarına ve ülkeme geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.