Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Hangi Durumlarda Görülür?
Yazar:
esra.seen26 esra.seen26
Kategoriler:
Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Hangi Durumlarda Görülür?
Çocuklarda ayrılık kaygısı, sık görülebilen bir durumdur. Özellikle okul çağında bulunan çocuklarda ayrılık kaygısı sık sık görülebilmektedir. Çeşitli nedenlerden ötürü görülebilen bu problem, sadece çocukların değil ebeveynlerin de hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda, psikoloji literatüründe çok fazla araştırma konusu olmaktadır. Birçok ebeveyn de bu konu hakkında bilgi sahibi olmayı istemekte ve araştırma yapmaktadır.
Bebek ve çocuklarda görülen ayrılık kaygısının ne olduğu ve hangi durumlarda görüldüğü ebeveynler için merak konusudur. Ebeveynler, çocukları hakkında endişeli olmakta ve çocuklarında ayrılık kaygısı olup olmadığını merak etmektedir. Bu nedenle de bu konuyu araştırmaktadır. Peki bebeklerde ve çocuklarda sıkça görülen ayrılık kaygısı nedir? Çocuklarda ayrılık kaygısı hangi durumlarda görülür ve belirtileri nelerdir?
Bebek ve Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Nedir?
Ayrılık kaygısı; çocuğun gelişimsel anlamda bağlandığı kişiden (ebeveyn ya da bakım veren başka kişi) ayrılma durumu söz konusu olduğunda anormal derecede kaygı duymasıdır. Esasen ayrılık kaygısı belirli yaşlar içerisinde normal bir durumdur. Bebeğin ya da çocuğun, anneden ayrı kalma durumunda kaygılanması ve endişe etmesi olağandır. Çünkü birey henüz tam olarak bağımsızlığını kazanamamıştır ve ihtiyaçlarını gidermesi için annesine muhtaçtır.
6 ay ile 3 yaş arasında normal olan ayrılık kaygısı, 3 yaştan sonra da görüldüğünde anormal olarak karşılanır. Zira 3 yaşından sonra çocuklar, ayrılığın geri döndürülebilir bir şey olduğunu kavrarlar ve annelerinin geri geleceğini bilirler. Ayrılık kaygısı; bebeklerde, çocuklarda ve ergenlerde görülebilir. Ebeveyninden ya da bakım vereninden ayrılmaya dair aşırı tepki veren, aşırı derecede duygusallaşan ve kendisini güvende hissetmeyen çocuklarda ayrılık kaygısı vardır.
Okul Çağında Sıkça Görülen Bir Problem: Ayrılık Kaygısı Bozukluğu
Çocuklarda ayrılık kaygısı bozukluğunun tanısı, şiddetine göre 4 – 5 yaşından itibaren konulmaya başlar. Ayrılık kaygısı 6 ay ile 3 yaş arasında normaldir, çünkü çocuk bireyselliğini kavrayacak ve kısa süreliğine dahi olsa tek başınayken güvende hissedecek kadar büyümemiştir. Okula yeni başlayan çocuklarda da belli bir süre ayrılık kaygısının görülmesi olağandır. Çünkü okul, çocuk için yeni, bilinmedik ve yabancı bir ortamdır ve güvenli ve bilindik olan anne kollarına dönmek isteyebilir.
Ergenlerde de ayrılık kaygısı görülebilir. Ergenlerdeki ayrılık kaygısı tepkileri çocuklardakinden daha farklı olabilir. Çünkü ergenler, ebeveynlerinden ayrılma konusundaki kaygılarını doğrudan yansıtmayabilirler fakat davranışları ayrılık kaygısını yansıtır. Bu ergenler; evden ayrılma, başka bir yerde kalma ve yalnız başına etkinliklere katılma gibi aktivitelerde rahatsız hissedebilir, huzursuz olabilirler. Bu ergenler, sosyal etkinliklere katılırken ebeveynleri bir yardımcı olarak kullanmaya devam ederler.
Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Hangi Durumlarda Görülür?
Süt çocukluğu döneminin başlarında bebek anneyi, sesini, kokusunu tanır ve annesi yanındayken kendini güvende hisseder. Küçük ayrılıklar, uzaklaşmalar dahi bebeği huzursuz eder. Sosyal çevrenin kısıtlı olduğu, annenin bebeğin bakımını tek başına üstlendiği, aşırı kaygılı anne tiplemesinde, ruhsal soruna sahip anne ve çocuk, aile içi sorunlar varken, ailede ve çocukta fiziksel hastalık ve genetik yatkınlık durumunda çocuklarda ayrılma kaygısı daha yoğun olarak görülmektedir.
Ayrılık kaygısı yaşayan çocuklarda;
- Ayrılma korkusundan ötürü okula gitmek istememe ya da gittiğinde kaygısının artması
- Evden ya da bağlandığı kişiden ayrılınca sıkıntı duyma
- Sevdiği kişileri kaybedeceği ya da onların başına kötü bir şey geleceği ile ilgili yoğun kaygı duyma
- Kötü bir olayın bağlandığı kişiyle ayrılmasına neden olacağına ilişkin kaygı duyma
- Evde ya da başka yerde tek başına kalırken aşırı korku duyma
- Kabuslar görme ve bu kabusların genelde sevdiği kişilerden ayrılma ile ilgili olması
- Sevdiği ve bağlandığı kişiler olmadan evin dışında bir yerde yalnız kalmama
- Bağlandığı kişilerden ayrılırken ya da okula giderken bedensel semptom çıkarma (mide bulantısı, karın ağrısı, öğürme, kusma, nefes darlığı, çarpıntı) tepkileri görülmektedir.
Çocuklarda Ayrılık Kaygısı İçin Risk Faktörleri
Bebeklerde ve çocuklarda ayrılık kaygısı için belirli risk faktörleri vardır. Yani belirli durumların varlığı, çocuklarda ayrılık kaygısı için risk oluşturmaktadır. Belli etmenlerin veya durumların varlığında ayrılık kaygısının görülme ihtimali artabilmektedir. Bu risk faktörlerinin farkında olmak, buna göre tedbirli hareket etmek ve çocuk yetiştirmede bunları göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Çocuklarda ayrılık kaygısı gelişimine katkı sağlayabilecek faktörler şunlardır:
- Çocukta ve anne-babada bağımlı kişilik yapısı
- Aşırı koruyucu kollayıcı ebeveynler
- Ailede ve çocukta fiziksel hastalık
- Ailede ölüm
- Aile içi sorunlar
- Ailede ruhsal sorunlar
- Çocukta ruhsal bozukluk
- Yer-okul değişikliği
- Kardeş doğumu
- Travmatik yaşantılar
- Okulda zorbalık
Bebek ve Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Belirtileri Nedir?
Çocuklarda ayrılık kaygısı çeşitli nedenlerden ötürü gelişebilir. Çocuğun ve ebeveynin bağımlı bir kişilik yapısının olması, ebeveynlerin çocuğu korumacı bir tarzda yetiştirmesi ve onun bağımsızlaşmasını desteklememesi, okulda yaşadığı zorbalıklar, ailede yaşadığı problemler, çocuğun kendi ruhsal problemleri, kardeş doğumu sonucu oluşan kıskançlık, taşınma gibi faktörler çocuklarda ayrılık kaygısı meydana getirebilir. Çocuklarda ayrılık kaygısı meydana geldiğinde, çeşitli belirtilerle kendisini belli eder.
Çocuklarda ayrılık kaygısı belirtileri; fiziksel, duygusal, davranışsal ve bilişsel boyutlarda görülebilir. Bu belirtiler şu şekildedir:
Fiziksel Belirtiler | Karın Ağrısı
Baş ağırısı Kas ağrıları Mide bulantısı Kusma Kısa süreli nefes alma Düzensiz kalp atışı Titreme Terleme Baş dönmesi Bayılma |
Duygusal Belirtiler | Sürekli yoğun ve gelişim düzeyine uygun olmayan korku ve endişe,
Sinirlilik Hırçınlık Huzursuzluk Rahatsızlık Çekingenlik, utangaçılk |
Davranışsal Belirtiler | Anneden ayrılmak istememe
Yalnız kalmak istememe Okula gitmek istememe Yalnız uyumak istememe Kabuslar görme Uyku problemleri Konsantre olamama Anneye yapışıklık Arkadaşlarından kaçınma |
Bilişsel Belirtiler | Annemi bir daha göremeyeceğim düşüncesi
Annemin başına kötü bir şey gelecek düşüncesi Kaybolacağım, kaçırılacağım vb. gibi düşünceler Sürekli olumsuz düşünceye yönelim ve olumsuz ihtimalleri abartma eğilimi |
Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Tedavi Yöntemleri
Çocuklarda ayrılık kaygısı tedavisi için farklı yöntemler kullanılabilmektedir. Tedaviye başlamadan önce ayrılık kaygısının öyküsü ele alınmalıdır. Her çocukta ayrılık kaygısı farklı nedenlerden dolayı gelişebilir. Ayrılık kaygısının altında yatan neden, nasıl bir tedavi yaklaşımı uygulanacağında belirleyicidir. Burada ‘’kaygı’’ ve ‘’anksiyete’’ temeldeki problem olduğundan özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT) etkili olabilir. Bilişsel davranışçı psikolog ya da psikoterapistler tarafından uygulanan BDT, kaygı temelli problemlerin çözümünde son derece etkilidir.
Çocuklarda ayrılık kaygısı ile baş etmede kullanılan terapilerde, öncelikle çocuğun duygularını doğru tanımlaması ve fark etmesi önemsenir. Kaygı, endişe gibi duygularının ve bu duyguların bedeninde oluşturduğu tepkilerin farkına varılması terapide önemli bir aşamadır. Ardından bu kaygıya neden olan durumların fark edilmesi gelir. Daha sonrasında ise bununla baş etmesini sağlayacak profesyonel yöntemler denenir. Yürütülen terapi yüz yüze veya online terapi olabilir.
Ayrılık Kaygısıyla Baş Etmek İçin Ebeveynlere Öneriler
Çocuklarda ayrılık kaygısı, gelişim sürecinin seyri içinde oluşması normal bir kaygı olduğundan bunu engellemek tam anlamıyla mümkün olmamaktadır. Fakat uygulanacak yöntemler ile bu süreç rahat atlatılabilir ve kaygının kronikleşmesi önlenebilir. Bebek ve çocuklarda ayrılık kaygısı için ebeveynlere şunlar önerilebilir:
- Çocuğunuz ile kaliteli zaman geçirin, her fırsatta oyun oynayın.
- Çocuğun kaygısını anladığınız belli edin eleştirel söylemlerden kaçının (‘’kocaman oldun ağlama’’, ’’çok ayıp ediyorsun’’ gibi).
- Çocuğunuza döneceğiniz zamanı onun anlayacağı dilde belirtin.
- Bebeklik döneminden başlayarak sürekli yanınızda ya da yanında uyumayın, sosyal çevrenizi ve çocuğun sosyal çevresini dar tutmayın.
- Çocuğun yanından ayrılmadan önce nereye gideceğiniz ve ne kadar süre kalacağınız konusunda net olun belirsizlikten kaçının.
Ayrıca ebeveynlerin, çocuklarını güvenli hissettirmesi ve çocuklardaki ayrılık kaygısını ve bundan kaynaklı tepkileri tetikleyecek tepkilerden uzak durması gerekmektedir:
- Çocukla vedalaşırken mutlu ve rahat olun kesinlikle tedirgin ve üzgün davranmayın,
- Vedalaşmayı kısa tutun ve çocuk eğlenceli bir aktivitedeyken ayrılmaya çalışın,
- Çocukla ayrılmanız, yeni bir ortama gitmeniz gerektiğini, ne zaman döneceğinizi ve ona bu sürede kimin bakacağını onun anlayacağı dilde anlatın,
- Yeni bir ortama veya bakıcıya gideceği zaman destek olmak açısından siz de o ortamda zaman geçirin ve sevdiği bir eşyayı almasına izin verin,
- Ayrılık süresini kademeli olarak artırın ve söz verdiğiniz sürede yanında olun,
- Ne kadar kızarsanız dahi olumsuz sözlü ve fiziki tepkiler vermeyin.
Bebek ve çocuklarda ayrılık kaygısı hakkında daha fazla bilgi almak ve yardım için Klinik Psikolog Zeynep Aygün ile iletişime geçebilirsiniz.
Sık Sorulan Sorular
Çocuklarda ayrılık kaygısı hakkında sıkça merak edilen diğer konular ise şu şekilde:
Ayrılık Kaygısı Kaç Yaşında Başlar?
Çocuklarda ayrılık kaygısı, gelişimsel sürecin normal bir parçası olarak çocuk 6 ila 8 ay olduğunda başlamaktadır. Çocuk sosyalleştikçe bakım veren kişiler dışındaki insanlarla iletişim kurmayı öğrendikçe azalarak bitmesi gerekir. Bu durum genellikle çocuğun 3 yaş civarına denk gelmektedir.
Aşırı Kaygılı Bir Çocuğun Belirgin Özellikleri Nelerdir?
Çocuklarda kaygı bozukluğunu anlamak için onların hareketlerine dikkat etmek gerekir. Kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar; aşırı endişe, korku ve tedirginlik hissederler ve bu durum, günlük aktivitelerini negatif etkiler. Aşırı endişelenme, okula gitmek istememe, sosyal aktivitelerden kaçınma, uyku problemleri, aşırı sinirlilik veya huzursuzluk ve somatik şikayetler (mide ağrıları, baş ağrıları gibi) kaygı bozukluğunun yaygın belirtileri arasındadır.